26 Mart 2016 Cumartesi

SÖZ VERDİK !!! (Söz akşamı hazırlıkları)


Herkese merhaba.Bir önceki yazımda (okumak için buraya tık tık) söz akşamına kadar olan süreçte neler yaşandı ,  Boşnak böreğinin tadı nasıl ve daha bir sürü şeyden bahsettim .Şimdi ise sıra Söz Akşamındaaaa :)




  Yukarıda görmüş olduğunuz fotoğraf da söz akşamı bana getirilen iki adet tüllerle süslenmiş cam kavanoz var. Soldakinde kesme şeker yanındakinde ise Türk kahvesi var.Bu da Boşnak adetlerinden biriymiş.Bende kendi sözüm sayesinde öğrendim. Hemen yanında ki güller ise Boşnak Yarim'in bana hediyesi.Söz akşamı getirilen çiçek ve çikolatanın çiçeği aslında :))


Şeker ve kahve koyulan kavanozlar

   Sözden önce Yusuf bana nasıl çiçek istediğimi sormuştu.Bende gül istediğimi söyledim.Ben tek kırmızı güle bile razıydım ama o gidip bütün renklerinden almış.Bayıldımmm çiçeğime yaa. Bu kadar renkte gülü bir arda ilk defa o akşam gördüm.Hemen çiçeğin yanındaki ise söz havlusu.Ben bu zamana kadar sadece kız tarafı söz havlusu veriyor sanıyordum ama yine bir Boşnak adeti olsa gerek ki bana da havlu getirdiler hem de kelebekli :)) Aslında kavanozlar , çikolata tabağım , havlum hepsi kelebek detaylıydı. Her şeyi en ince detayına kadar düşünmüşler :))


Bu da bizim hazırladığımız söz havlusu.Fotoğrafını çekmeyi unutmuştum.Sağ olsun Yusuf çekmiş.Ondan aldım fotoğrafı.Üzerindeki kurdele de Yarim'in yüzüğündeki kurdele.Benim ki o akşam bekar kızların gazabına uğrayıp parçalara ayrıldı :))



  
Ben söz tepsimi kendim süsledim.Aslında hoşuma giden bir tepsi bulursam hazır almayı düşünüyordum ama bir kaç yere baktım.Çok kalitesiz ve hiç güzel süslenmemişlerdi.İstediğim gibi bulamayınca da tepsimi yanda görmüş olduğunuz halde satın aldım.Aşağıdaki gibi de süsledim :) 





  Oldum olası bu tarz şeyler yapmayı sevmişimdir zaten.Bu yüzden tepsimi de kendim süslemek istedim.Söz akşamı giydiğim kıyafetin renginde çiçek ve kurdele aldım.Makası da kendim süsledim.Çiçekleri önce bir tülün üzerine yapıştırdım sonra o tülü çift taraflı bant ile tepsiye tutturdum.Böylelikle ilerleyen zamanlarda çiçekleri çıkarıp normal tepsi olarak da kullabilicem.











    Söz akşamı tabi bir de küçük hediyeler dağıtılıyor.O akşamdan hatıra olsun diye.Her şey de olduğu gibi bunda da çok fazla bir araştırma yapmadım.Böyle yapınca inanın her şey daha kolay ilerliyor.Kendinizi önceden belirli bir fikre sabitlerseniz sonradan o istediğiniz olmayınca hayal kırıklığı ve stres yaşarsınız.Tabi ki hiç bilgi sahibi olmadığınız bir konu hakkında araştırma yapmalısınız ama çok fazla araştırıp da kafa karışıklığı yaratmaya gerek yok diye düşünüyorum.Bu yüzden bende bu hediyeler için instagramdan bir kaç sayfaya baktım.Ne istemediğimi belirledim kendimce.Sonra bir gün çarşıya çıktığımda öylesine girdiğim bir dükkandan aşağıda görmüş olduğunuz hediyelerin siparişini verdim :)


Yukarıda ki şişelerin içinde kokulu su var.Ama eğer istenilirse o su boşaltılıp içine parfüm ve benzeri şeylerde koyulabilir.Pembeyi ben çok seviyorum maviyi de Yusuf.O yüzden hem mavi hem de pembe renkte hazırlattım :)

  Bunlarda erkeklere dağıttığımız nazar ayetli magnetler.Aslında ben magnet olarak sipariş vermemiştim.Arabaya asılabilecek şekilde söylemiştim ama magnet de yapıştırmışlar arkasına.Böyle olması da iyi oldu.Herkesin arabası yok sonuçta.Hem akrabalarımın evlerine gittiğimde buzdolapların da kendi adımı görünce de mutlu olmuyorum değil hani :))



Sepeti de annemle ben süsledim :) Evde hasırdan bir sepet vardı onu değerlendirdik.







Bunlardaaa söz akşamı için hazırlanan ikramlarımız :) Bir gün önceden komşular bir araya gelip sarmaları sardık.Ondan bir kaç gün önce de baklavalar açıldı.Böyle günlerde akrabalarınızın , komşularınızın değerini bir kez daha anlıyorsunuz.İnsanların sizin için bir şeyler yapmak istemesi , bunun için çabalaması gerçekten  çok güzel bir duygu.Bu tabaklarda daha çok eksik var aslında :)) Herkes bir şeyler hazırlayıp getirdi o akşam için.Biz sarmayı baklavayı , pastayı ve bir kaç şeyi daha yaptık.(Tam hatırlayamıyorum) Bu arada üzerinde mavi kalp olan pastaları ben yaptım :))

Eveeett ikramdı . hediyeydi derken  söz akşamı denilince ilk akla gelen şeye gelelim.Yani tuzlu kahveye :)) 

   

  Ben sözden önce Yusuf'a tuzlu kahve de içeceksin o akşam dediğimde biraz mırın kırın etti her erkek gibi :)) Sonrasında ise istemediğini her fırsatta dile getirse de içmeyi kabul etti. Baktım ki gerçekten içmek istemiyor bende tuzlu kahve yapmaktan vazgeçtim.Zaten en başından beri çok ısrar etmemiştim.Benim için tuzlu kahve olayı sevginin kanıtlandığı bir şey değil.Sadece espri olsun diye yapılan bir şey.İçmemesi benim için hiç önemli değildi zaten.Çünkü ben bana istemediğim bir şeyin zorla yaptırılmasından hiç hoşlanmam.Aynı şeyi bir başkasına da yapmam.Bu yüzden tuzlu kahve vermekten vazgeçtim.Bu fikrimi çevreme söyleyince büyük bir tepkiyle karşılaştım tabi :)) "olur mu öyle şey , o akşamın adeti bu , içmesi lazım " falan dediler.Bende tuzlu kahve vermicem dedim ısrarla.Ama yinede pek ikna edemedim :) Bu konu bir kaç gün konuşuldu evde.Bir seferinde de babamın yanında denk geldi.Babam konuyu duyunca " o akşam kesinlikle tuzlu kahve verilmeyecek" , "O kadar kişinin içinde sırf başkaları gülsün diye çocuğa eziyet etmeye gerek yok, ağzının tadıyla içsin kahvesini" dedi.Babamda kendi sözünde içmemiş.Gerçi onun zamanında kız istemeye damat gitmiyormuş.Ama gitseydi de içmezdi diye düşünüyorum.Neyse babam olaya böyle yaklaşınca kimse de bir şey diyemedi :))) Bende müjdeli haberi Yusuf'a verdim hemen.Kayınpederini bir başka sever oldu tabi :))

  Ama kadınların aklı her zaman kurnazlığa çalıştığı için o akşam tuzlu kahve yoksa en azından varmış gibi yapalım dediler.Yani fincanını diğerlerinden ayıracak bir şey yapalım o da içinde tuz var zannetsin o gerilimi bir yaşasın dediler.Bu fikre olumlu baktım :)) İçinde bir şey olmayacaktı sonuçta.O an ki yüz ifadesini de merak ediyordum.bu yüzden de kabul ettim.Aşağıda görmüş olduğunuz fincanı hazırladık.



  Tabi bu da yine aceleyle çekilmiş bir fotoğraf.Orada küp şekerler gözüküyor ama kahveyi verirken yanından aldık onları :) Neden diğer fincanlarında yanında küp şeker var derseniz , bu Boşnak usulü içilen bir kahve.Yani kahve tamamen şekersiz pişiriliyor yanına küp şeker , çikolata ya da lokum gibi şeyler koyuluyor ama genelde küp şeker oluyor.Kahveyi kıtlama içiyorsunuz yani. Erzurumluların kıtlama çayı gibi :)) Bir de bu kahveye yandan çarklı da deniliyor.Bizde kahveleri misafirlerimiz için Boşnak usulü yaptık.Ama Yusuf'un kini annem kendi elleriyle boolll şekerli pişirdi.Aşırı bir şeker yüklemesi yaptı yani :)) Ama Yusuf'un çok hoşuna gitmiş tadı.Aşırı şekerli gelmemiş :)

  Fincanda kurdele olduğunu görünce ne tepki vereceğini çok merak etmiştim ama gel gör ki heyecandan ben yüzüne bile bakamadım . Ama aldığım haberlere göre bir gerilmiş :)

    Bizim hiçbir şeyimiz standartlara dayalı ilerlemiyor.Bunu bilerek yapmıyoruz ama her seferinde bir enteresanlık oluyor.Bu da bizim çok hoşumuza gidiyor aslında :)) Tuzlu kahve yerine bol şekerli kahve de buna ufak bir örnek sadece.

  Çiçekti çikolataydı kahveydi derken beni istemişler dedem de vermiş :)) Sonra yüzükler takıldı ,  kurdele kesildi , akrabalarla bol bol fotoğraf çekildikten sonra bir rahatlama geldi ikimize de.O ana kadar çok gergindik.Ama yüzüklerden sonra o gergin hava aniden gidiyor nedense.Benim kurdele kesildikten sonra bir derin nefes verişim var ki ne kadar gergin olduğumu anlatmaya yeter de artar bile :))

  Yani söz akşamım çok ama çok güzel geçti.Herkesin yüzünde ki o memnuniyet ifadesini görmek beni çok mutlu etti.Sözden sonra da sadece gençler bir cafeye gittik.Sohbet ettik , güldük , eğlendik.Sonra evlere dağıldık :))

  Hayırlı bir iş için bir araya gelen herkes yüzündeki tebessümle ayrıldı evimizden.Umarım bundan sonrası da hep böyle olur.Sizinde böyle telaşlarınız varsa tavsiyem işi biraz akışına bırakın , inanın o zaman her şey çok daha kolay olacak.

  Benden bu kadar.Zaten epey uzun bir yazı oldu.Artık bir son vermem lazım :) Her şey gönlünüzce olsun İnşallah.Bu sözlü kız artık kaçar :))



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder